24 Temmuz 2010 Cumartesi

George Clooney Evrimi

George Clooney evreninde 1998 senesi bir milat olarak yaftalanabilir. Efsanevi hastane dizisinde yakaladığı başarı ile Hollywood'da yakaladığı şansı başarısız -hatta saçma sapan- tercihlerle baltalayan Clooney için televizyondan dünyasından sinemaya geçme denemeleri kapıyı bir daha açılmamak üzere kapanmak üzerededir. Daha sonraları o dönemde rol aldığı Batman&Robin projesinde bulunmuş olmaktan utandığını itiraf edecektir. Kült film olmaya oynayan From Dust Till Down, başarısız politik-aksiyon denemesi The Peacemaker, vasat bir romantik komedi olarak kayıtlara geçen One Fine Day, Clooney kredisini azaltmaktan başka bir işe yaramamıştır.

Ve 1998 senesi. Kağıt üzerinde berbat bir proje olan Out of Sight. Sinema geçmekte başarılı olamayan ve televizyondan kurtulmak için son şansını kullanan George Clooney, o tarihe kadar sadece kalçası ile odak noktası olabilmiş ve oyunculuk denemeleri ile izleyicileri güldürmüş Jennifer Lopez, genç yaşında çok iyi bağımsızlara imza atmış ama doksanları ikinci yarısında itibarı ve kendisine duyulan güveni azaltmış Steven Soderberg. Ortaya çıkan iş ise bu üç ayağın doğuşunu sağlamakta. George Clooney ile Jennifer Lopez.arasındaki yüksek kimya bu ölü doğan filmin zafere ulaştıran en önemli etmen oluyor.

George Clooney'in kariyerinde ikinci kırılma noktası ise 2005 yılı. Coen Biraderler, Terrence Malick, Robert Rodriguez gibi isimlerle çalışmasına rağmen bir türlü cazibe merkezi olan imajından sıyrılamamıştır Clooney. Bazı iyi performanslarına rağmen bir türlü iyi oyuncu olarak görülmüyordur. 2005 senesinde politik kimliği ile öne çıkan George Clooney Akademi ödüllerine üç farklı dalda aday olarak büyük bir başarıya imza atar. En iyi Yönetmen ve En iyi Senaryo adaylıklarını getiren "Good Night, and Good Luck" ile taraflı tarafsız herkesin takdiri kazanan Clooney yönetmen olarak saygı duyulan bir isim de olmuştur. Yine politik bir gerilim olarak adlandırabilireceğimiz "Syriana" filminde gösterdiği performansla En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülü alıp, tek oscarını kazanmıştır.

2005 senesinde kazandığı politik kimliğini 2007'nin en iyi politik filmi Michael Clayton'da, Coen komedisi Burn After Reading'de ve son yılların en absürd politik komedisi The Men Who Stare at Goats'da oynayarak perçinlemiştir tabiri caizse. Bu listeye bağımsız ruhlu, politik mesajlara sahip romantik komedi olarak tasvir edebileceğimiz Up in the Air'ı da katmak mümkün. Dört filmlik bu mini listede gösterdiği performansla iki kere daha Oscar'a aday olduğunu belirtmek lazım.

Öyle bir noktaya geldi ki George Clooney, işin mutfağına da girmesinden dolayı biz seyirciler ondan artık sıradan, sırf para kazanma derdi olan filmlerde olmayacağını bilir hale geldik. Clooney ismi bir zamanlar ucuz romantik komediler, Batman&Robin gibi berbat blockbuster projeleri ile anılırken, şimdi afişte isminin bulunması filmin kaliteli olduğuna alamet olarak görüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder